Penis, ereksiyon haline 90 derecelik bir açı yaparak geçer. Bu pozisyon dışındaki herhangi bir yöne gerçekleşen eğim penis eğriliği (peyronie) olarak adlandırılır.
Penis eğriliği doğuştan olabileceği gibi sonradan çeşitli sebeplerle de oluşabilir. Doğuştan oluşan Peyronie hastalığının temelinde penisin erekte olmasını sağlayan iki adet süngerimsi dokudan birinin gelişmemesi ve penisin bu gelişemeyen tarafa eğrilmesi yatmaktadır. Sonradan oluşan penis eğriliği rahatsızlığı ise genellikle 50 yaşın üzerindeki bireylerde görülür. Penisin sertleşmesini sağlayan süngerimsi doku ile bu dokuyu saran kılıf arasında kireçlenme oluşması sebebiyle peyronie hastalığı gerçekleşir. Daha çok şeker hastalarında görülür.
Erektil disfonksiyon (iktidarsızlık) rahatsızlığının Modus ED SWT ile tedavisinde de olduğu gibi şok dalgaları uygulandığı doku ve hücreleri tetikleyerek peniste yer alan süngerimsi dokuda yeni kan damarları oluşumunu ve kan akışını hızlandırır. Böylece peniste eğriliğe sebep olan etmenler ortadan kalkar.
Penis eğriliğinin ED SWT haricindeki klasik tedavi yöntemlerini Akut Dönem ve Kronik Dönem Peyronie olarak ikiye ayırabiliriz. Akut dönemde penis eğriliğine sebep olan plaklar henüz tam olarak oluşmadığı için ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Bu sebeple akut dönemde tanı koyulması çok önemlidir. Erken tanı koyulamayıp da hastalık kronik dönem evresine geçtiğinde ise ilaç tedavileri çok etkin olamamaktadır. Bunun yerine cerrahi tedaviler gereklilik arz eder. Bu tedavi yöntemi de kesin sonuç vermemektedir ve ayrıca riskli bir tedavi yöntemidir. Ameliyat esnasında penisin damar ve sinir yapısına zarar vermek ereksiyonu tamamen kaybetme riskini doğurur. Ameliyat sonrasında penisteki dikişlerin patlamaması için erekte olmayı bastıracak hormon tedavisi uygulanır.
Modus ED SWT tedavisinde ise herhangi bir ilaç veya cerrahi bir girişime gerek duyulmaz. Hiçbir ilaç, sedasyon ve yatıştırıcıya gerek kalmadan çok kısa süre içerisinde ve tüm hastalık evrelerinde (akut, kronik) güvenle kullanılmaktadır.
Odaklanmış şok dalgaları peniste sadece odaklanılan noktaya etki edeceğinden cerrahi müdahalelerdeki gibi penisin sinir ve damar yapısının tahrip edilmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
Ayrıca cerrahi müdahale gerekmediğinden özellikle ameliyat olmuş bireylerde ereksiyonda dikişlerin patlaması gibi istenmeyen durumlar oluşmaz.
Modus ED SWT’nin düşük yoğunluklu şok dalga tedavisinde şok dalgaları anatomik bir bölgeye uygulandığında mekanik strese ve mikro travmaya sebep olur. Bu mekanik stres ve mikro travma kan akışının artmasına ve dokunun neovaskülarizasyonunun tetiklenmesini sağlayan bir dizi biyolojik reaksiyonu tetikler. Böylece şok dalgalarının, penise gelen kan akışını artırması ve yeni damarların oluşmasını sağlaması sonucunda penisin sertleşme sorunu ortadan kalkmış olur.
Modus ED SWT tedavisi uygulanan hastalarda sertleşme sorununda düzelme ve ağrıda azalma saptanmıştır. Uygulanan düşük enerjili şok dalgaları ile akut fazdaki Peyronie plaklarında doku iyileşmesi sağlanır, bu da plağın küçülmesine yol açar. Böylece hastaların kaliteli bir sertleşme ile cinsel hayatlarına katkı sağlanmış olur.
Uygulama haftada en az 1 veya 2 seans olarak yapılır. Plağın eskiliğine ve büyüklüğüne bağlı olarak 6-24 seans gerekir. Seans süresi 20 dakika sürmektedir. Şok dalgaları penis üzerindeki şaft ve krus bölgesine uygulanır.
Seans öncesinde hastaya ilaç, sedasyon, anestezi gibi uygulamalar yapılmaz. Seans bitiminde hasta günlük yaşamına kaldığı yerden devam edebilir.
Tedaviden önce sedasyon, yatıştırıcı vb. herhangi bir hazırlığa ihtiyaç duyulmaz. İşlem sırasında veya sonrasında hiçbir şekilde ağrı, sızı, şişlik, morarma, yanma ve tahriş gibi bir yan etkisi yoktur.
İlk olarak 1743 yılında Gigot de La Peyronie tarafından tanımlanmış olan Peyronie hastalığı peniste fibröz plak oluşumuyla kendini gösteren bir bağ doku bozukluğudur. Kişiler arasında farklılık gösterse de hastalarda semptomları peniste eğrilik, kısalma, daralma gibi anomaliler ve peniste plak oluşumuyla ağrılı ereksiyon olarak görülmektedir.
Peyronie hastalığının bir diğer adı penis eğriliğidir. Ancak her penis eğriliği de Peyronie hastalığı değildir. Doğuştan gelen penis eğrilikleri Peyronie hastalığından ayrılmaktadır. Halk arasında Peygamber sünneti olarak da bilinen doğuştan penis eğriliklerinde Peyronie hastalığında olduğu gibi plak oluşumu veya ağrı görülmemektedir. Bu nedenle doğuştan penis eğriliğiyle Peyronie hastalığı arasındaki en büyük fark ağrılı ereksiyondur. Peyronie hastalığının görülen ilk belirtisi ereksiyon olunduğunda yaşanan ağrılardır. Normal şartlarda penis, ereksiyon olunduğunda doksan derecelik bir açıdadır. Bunun dışında sağa, sola, aşağı ya da yukarı olacak şekilde eğiklikler olması penis eğriliğini göstermektedir. Penis eğriliği dışında Peyronie hastalığında ağrılı ereksiyon, penis boyutlarında kısalma, peniste ele gelecek şekilde sertliklerin oluşması veya sertleşme sorunları da görülmektedir.
Peyronie hastalığında başlangıç evresi akut dönem, sonraki evre ise kronik dönem olarak tanımlanmaktadır.
Peyronie hastalığının belirtileri hastalığın evrelerine göre değişiklik göstermektedir. Başlangıç evresi akut dönem olarak ifade edilmekte olup bu dönemde peniste ağrılar görülmektedir. Ancak bu ağrılar devamlı değildir. Bu dönemde ayrıca peniste eğilmeler ve plak oluşumu başladığı için penis üzerinde sertlikler hissedilmektedir. Peyronie hastalığında akut dönem tedavi edilmediği zaman yaklaşık olarak 18 ay sürebilmektedir.
Peniste ağrıların azalması ya da kaybolması ve penis eğriliğinin 3 ay kadar sürmesi kronik evreye geçilmiş olduğunun bir göstergesidir. Kronik evrede plaklar akut döneme göre daha sert olmakta ve peniste eğiklik haricinde başka deformiteler de gözlemlenebilmektedir. Peyronie hastalığının akut döneminde en sık rastlanan deformite kum saati deformitesidir. Bununla birlikte kronik dönemde penis boyunda kısalma ve Erektil disfonksiyon yani iktidarsızlık da hastalarda belirti olarak karşımıza çıkabilmektedir.
Peyronie hastalığı genel olarak 40-70 yaş arası erkeklerde görülmekte olup 50 yaş üzerinde görülme sıklığı daha fazla olan bir hastalıktır. Yapılan bir araştırmada her yıl yaklaşık olarak 32000 Peyronie hastalığı teşhisi koyulduğu ve yaygınlığının %0,39 olduğu bildirilmiştir. Başka bir araştırmada ise hastalığın yaygınlığının %0,5 ile %13,1 arasında değiştiği sonucuna varılmıştır. Ancak genel olarak dünyada cinsel işlev bozuklukları nedeniyle hastaneye başvuru oranlarının düşük olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu rakamların daha yüksek olacağı da söylenebilecektir.
Penis eğriliği yalnızca Peyronie hastalığından kaynaklanmamaktadır. Doğuştan gelen penis eğrilikleri de bulunmaktadır. Peyroni hastalığının ise sebepleri konusunda tıp dünyasında tam bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bununla birlikte birçok farklı sebebin penis eğriliğine neden olabildiği de bilinmektedir. Peyronie hastalığına neden olan bazı etkenler şu şekilde sıralanabilecektir.
Anne karnında penis içerisinde bulunan üç adet süngerimsi dokudan birinin gelişiminde gerilik olduğu durumlarda peniste doğuştan eğrilik olabilmektedir. Genellikle doğuştan penis eğrilikleri ergenlik dönemine gelinene kadar anlaşılmamaktadır. Bununla birlikte tıp dilinde “Hipospadias” olarak adlandırılan idrar deliğinin penis üzerinde farklı bir yerde olması durumu da zamanla penis eğriliğine denen olabilmektedir.
Penis eğriliği bazı farklı hastalıklar nedeniyle, bazı travmalar sonucu ya da genetik faktörler nedeniyle oluşabilmektedir. Cinsel birleşme esnasında meydana gelen bazı travmalar penis eğriliğinin oluşma nedenlerinden en yaygın olandır. Meydana gelen travmalar sonucunda penis içerisinde oluşan kanlanmalar zamanla penis içerisinde plaklanmaya sebep olabilmektedir. Penis içerisinde oluşan plaklanma sonucu ise penis de zamanla eğrilik görülmektedir. Özellikle erkeklerde ileri yaşlarda penil bölgede travmalar zor iyileştiği için peniste yamulma riski daha fazla olmaktadır.
Peyronie hastalıklarında erken teşhis oldukça önemlidir. Penis eğriliği henüz daha oluşmadan teşhis edildiği takdirde tedavisi çok daha hızlı bir şekilde yapılmakta ve penis eğriliği meydana gelmeden tedavi tamamlanmaktadır. Bu nedenle peniste ağrı veya penis üzerinde sertlikler gözlemleyen erkeklerin vakit kaybetmeden bir uzman üroloğa görünmeleri oldukça önemlidir. Bu tip şikâyetler neticesinde hekime müracaat edildiğinde öncelikli olarak hekimler hastanın öyküsünü ve varsa başka kronik hastalıklar bunları değerlendirmektedir. Daha sonra hem penil bölgenin elle fiziksel kontrolünü yapmakta hem de kan ve idrar tetkikleri istemektedir. Bu tetkiklerin yanında hastanın ultrason ve MR yoluyla penis üzerinde bulunan damar yollarının ve sinirlerinin gözlemi yapılmaktadır.
Erkekler geleneksel bir takım gerekçelerle cinsel işlev bozukluğu yaşadıklarında hastaneye müracaat konusunda çekingen davranabilmektedir. Ancak bu hastalıkların da diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi ne kadar erken tanı koyulursa tedavisinin de o kadar kolay olduğu unutulmamalıdır. Bununla birlikte günümüzde gelişen teknolojiyle birlikte cinsel rahatsızlıklarda ESWT Şok Dalga Tedavisi gibi oldukça kolay çözümler olduğu da unutulmamalıdır. Bu nedenle Peyronie hastalığında peniste ağrı ve penis üzerinde sertlikle hisseden erkeklerin mutlaka en kısa sürede bir hastaneye müracaat etmeleri hastalığın erken teşhisi için oldukça önemlidir.
Peyronie hastalığının tedavisinde hastalığın seyri ve hastada gözlemlenen bulgular tedavi yönteminin belirlenmesinde önemli faktörlerdir. Tedavi yöntemine karar verilirken hastanın ereksiyon kalitesi, peniste ağrı olması gibi belirtilerle birlikte hastanın psikolojik durumu da tedavi yöntemi için belirleyici olmaktadır. Ayrıca hastalığın akut dönemde mi kronik dönemde mi olduğu da Peyronie hastalığının tedavi sürecinde etkili olmaktadır. Akut dönemde seyreden Peyronie hastalıklarında yalnızca gözlem de bir tercih olsa da genellikle hasta ve hekimler tarafından buy yöntem tercih edilmemektedir. Peyronie hastalığında tedavinin amacı penis içerisinde oluşan plağın küçülmesini veya yok olmasını sağlamaktır. Bu amaçla oral, intralezyoner veya topikal tedavi yöntemleri kullanılmaktadır.
Oral tedavi Yöntemleri | İntralezyonel Tedavi Yöntemleri | Topikal Tedavi Yöntemleri |
---|---|---|
Prokarbozin | Kortikosteroidler | H-100 jel |
E vitamini | Clostridium Kollajenaz | ESWT Şok Dalga Tedavisi |
Tamoksifen | İnterferon | Traksiyon Aygıtları |
Kolşisin | Hyaluronik asit | |
Karnitin Türevleri | ||
PDE5I |
Erkeklerde birçok cinsel işlev bozukluğunda hiçbir yan etkisi olmaması ve oldukça kolay bir tedavi yöntemi olması sebebiyle Modus ED ESWT Şok Dalga Tedavisi yaygın olarak kullanılmaktadır. Şok Dalga tedavisi Erektil Disfonksiyon, prostatit ve Peyronie hastalığı gibi birçok hastalıkta hem hekimler tarafından hem de hastalar tarafından tercih edilen bir yöntemdir.
Peyronie hastalığında özellikle akut dönemde uygulanan Modus ED ESWT tedavisi hem peniste oluşan plaklanmayı hem de ağrıları yok etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla penis üzerinde plaklanmanın olduğu bölgeye şok dalgaları gönderilmektedir. Şok Dalga Tedavisi seanslar halinde yapılmakta olup bir seans ortalama 15-20 dakika sürmektedir. Tedavi süresi hastanın durumuna göre değişmekle birlikte 6 seanstan 24 seansa kadar değişebilmektedir. Tedavinin herhangi bir yan etkisi olmaması nedeniyle hekimler tarafından hastalığın durumuna göre seans sayıları belirlenebilmektedir. Tedavi genellikle haftada 1-2 seans olacak şekilde planlanmaktadır. Tedavi süresinde hastalar normal hayatlarına devam etmekte ve seans esnasında herhangi bir ağrı hissetmemektedirler.